Psikoloji & Psikiyatri
Psikoloji ve psikiyatrinin internet adresiBoşanma Sürecine Götüren Hatalar

Aysel ile Murat görücü usulü ile tanışarak bir yıllık bir sürecin ardından evlenmiş 24 yaşında iki gençtir. Evlilik öncesi süreçte birbirini çok iyi tanımış ve sevmiş olan Aysel ile Murat güzel bir törenle evlendikten sonra mutlu bir evliliğe adım atarlar.
Oldukça uyumlu yürüyen evliliklerini birlikteliklerinin üçüncü yılında bir kız çocuğu ile süslerler. Ancak mutlulukları 2001 krizinde Murat’ın işine son verilmesi ile sekteye uğramıştır.
Uzun bir süre işsiz kalan ve evinin ve ailesinin ihtiyaçlarını karşılayamayan Murat, bunu kendisine dert edinir ve sıkıntısını atmak için alkole başvurur. Aysel elbette ki bu durumu hoş karşılamamış ve Murat’la şiddetli tartışmalara girmiştir. Alkol kullanımı ile başlayan kavgalarda Aysel Murat’ı iş bulamaması, kendisine ve çocuğuna bakamaması sebebi ile suçlamaya, kişiliğine ağır hakaretlerde bulunmaya başlar, ilişki artık bir girdaba sürüklenmiştir.
Aysel’in bu tavrı Murat’ı evden iyice uzaklaştırır ve Murat daha çok alkol kullanmaya, dolayısıyla eve geç saatlerde gitmeye başlar. Hata hatayı tetikler ve ilişki çözülemez bir noktaya doğru sürüklenmeye başlar. Bir müddet sonra Aysel beş yıllık evliliğini noktalamak için mahkemeye başvurur.
Tahmin ediyorum ki bu hikâye birçoklarınıza tanıdık gelmiştir. Uzunca bir süredir ekonomik sıkıntılar ve işsizlikle mücadele sürecinde olan ülkemizde mutlu süren evlilikler ne yazık ki kötü sonla bitmekte, güzel bir gelecek hayal eden çocuklar, parçalanmış aile fertleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Aysel’le Murat’ın yaşadıkları süreç tahmin edilenin çok daha üzerinde ailenin yaşadığı bir süreçtir ve her geçen gün artan boşanma oranının altındaki sebeplerden biri de budur. İşsizlik, geçim sıkıntısı, insanların en temel ihtiyaçlarının karşılanmasını engellemekte, ihtiyaçlarını gideremeyen, maddi zorluklarla uğraşan insanlar sağlıklı ilişkiler kuramamaktadır.
Her maddi sorun yaşayan ailede kavgalar tartışmalar suçlamalar yaşanmak zorunda mıdır? Bu sorunun cevabı elbette ki hayır. Ailesinin geçimi için elinden geleni yapan ancak muvaffak olamayan kişiyi -bu erkek veya kadın olabilir- suçlamak haksızlık etmek demektir. Evliliğin en temel kavramlarından olan anlayış işte bu durumda ilişkinin sağlıklı yürümesi için ne kadar elzem olduğunu göstermektedir. İşsizliğin toplumsal bir sorun olduğunu, kişi ne kadar vasıflı olursa olsun makul bir işin bulunamayabileceği gerçeğini kabullenen ve eşinin iş bulmak için elinden gelen gayreti gösterdiğine şahit olan bir kişinin eşini suçlamaya hakkı yoktur. Haksız yere yapılan suçlamaların da eşlerin birbirinden uzaklaşmasına neden olacağı da açıktır ve binlerce örnekle sabittir.
Her iki eş de karşısındakinin gayretli ve samimi olduğunu bilir ve bunun gereğine göre davranabilirse karşılaşılan zorluk ne olursa olsun aşmaları kaçınılmazdır.
Verdiğimiz örnekte dikkati çeken bir nokta vardır, o da yaşanan bir sorun karşısında çabalayan ama çözüm bulamayan Murat’ın alkole başvurmasıdır. Zor zaman da alkole başvurmak kişinin kendisini avutmasından, sorunu unutmaya çalışmasından, bir an için dahi olsa içindeki çözümsüzlük girdabından uzaklaşmaya çalışmasından başka bir amaç için değildir. Ancak bu başvuru mevcut sorunu ötelemekten ve yeni sorunlara neden olmaktan başka ir işe yaramamıştır. Derde deva olmadığı gibi hem yeni bir maddi zarar hem de evde yeni bir tartışma sebebi olarak karşımıza çıkmaktadır. Evliliği girdaba sürükleyen unsurlardan biri de kontrolsüz alkol kullanımıdır.
Birbirini seven iki genci boşanma aşamasına getiren süreci başlatan unsur da bu değil midir?
Uzman Psikolog Beyhan Budak