Psikoloji & Psikiyatri
Psikoloji ve psikiyatrinin internet adresiÖğrenme Bozukluğu Nedir?
Klinik Psikolog Çiğdem Koşe Demiray
Öğrenme bozukluğunun nedenleri nelerdir?
Öğrenme bozukluğunun nedenleri henüz tam olarak bilinmemekle beraber araştırmalar iki konu üzerinde durmaktadır. Bunlardan biri genetik yatkınlığın varlığı (ailelerde öğrenme bozukluğu olan başka kişilerin de olması), bir diğeri de beyindeki bazı merkezlerin işlevsel ya da yapısal bozukluklarıdır.
Öğrenme bozuklukları hangi alanlarda görülür?
Öğrenme bozuklukları 3 ana grupta incelenir.
- Okuma bozukluğu (disleksi)
- Yazma bozukluğu (disgrafi)
- Aritmetik beceri bozukluğu (diskalkuli)
Okuma bozukluğuna disleksi denir. Okuma sırasında kelimelerin ayrımında, sıralanmasında yetersizlik ya da ses görüntünün birleştirilmesinde zorluk yaşarlar. Yazma bozukluğunda harf, heceleme, noktalama, sayfa düzenleme veya gramer hataları söz konusudur. Matematik beceri bozukluğunda ise terim, sembol, işaret ve kavramları algılamada zorluk, doğru kopyalama ve deftere geçirmeyi engelleyen dikkat problemi ya da problem çözmede yetersizlik vardır.
Öğrenme bozukluğu ne zaman fark edilir?
Altı yaşına gelen tüm normal çocuklar artık bir eğitim alabilecek zihinsel gelişim düzeyine gelirler. Okula giderler ve ilk öğrendikleri şey okumaktır. Öğrenme bozukluğu adı verilen sorunu yaşayan çocuklarda ise bu hazırlık henüz tamamlanmamıştır. Öğrenmeye yardım eden zihinsel organizasyon bazı bakımlardan yeterli değildir. Öğrenme bozukluğu ilkokulun ilk yıllarında ders başarısında düşüklükle kendini gösterir. Okuma, yazma ve matematikte zorluklar yaşayabilirler; ancak zekâ düzeylerinde bir sorun yoktur.
Öğrenme bozukluğu olan çocuk ne hisseder?
“Hiçbir şeyi doğru yapamıyorum.”, “Ben yeterince iyi değilim.”, “Ben aptalım.”, “Ben geri zekâlıyım.”, “Kimse beni sevmiyor.” gibi duygu ve düşünceler öğrenme bozukluğu olan ve psikolojik destek almayan çocukların hissettiklerinden yalnızca bir kısmı. Bu cümlelerden de anlaşılacağı gibi öğrenme bozukluğu nedeniyle yaşantısının ona sunduğu deneyimler, onun kendine ilişkin olumsuz düşünceler geliştirmesine yol açar. Çünkü, ailesi ya da öğretmeni çoğunlukla yalnızca olumsuz yönleriyle ilgilenir; ne yazık ki büyük çoğunluğu normal zekaya sahip olduğu halde bu çocuklara okulda veya evde hep “geri zekalı” ya da “tembel” damgası vurulur. Olumlu yönleriyle ilgilenen pek olmadığından kendini sevmemesine ve kabul etmemesine yol açan duygu ve düşüncelere sahip olur. Kendi dünyasını hep yanlışlardan (yanlış yazan, yanlış okuyan, yanlış hesaplayan) oluşan bir dünya olarak algılar.
Klinik Psikolog Çiğdem Koşe Demiray
Yazılı olarak izin alınmadan alıntı yapılamaz.
Klinik Psikolog Çiğdem Koşe Demiray’ın diğer makaleleri için lütfen tıklayınız