Psikoloji & Psikiyatri
Psikoloji ve psikiyatrinin internet adresiBir Deneyim Olarak Duygu
Her insanın yaşadığı ve bildiği bir şey olmakla birlikte duygu tanımlanması oldukça güç bir deneyimdir. Duygu öncelikle farkında olunan, hissedilen bir yaşantıdır. Bazen adlandırılamasa da adı konamasa da insanın yaşadığı ve farkında olduğu bir şeydir.
İnsan duygu yaşama potansiyeline sahip olarak doğar
Her insan duygu hissedebilme açısından biyolojik bir donanıma sahip olarak doğar. Fakat insanın sosyal ve kültürel çevresi kalıtsal olarak bulunan duygu yaşama potansiyelini şekillendirir.
Duygunun hangi bağlamda nasıl canlanacağı, anlamı, nasıl hissedileceği, bu duyguya hangi duyguların ekleneceği ya da bu duyguların hangi duyguları canlandıracağı, hangi tutum ve davranışları etkinleştireceği, ne kadarının nasıl ifade edileceği, bir eyleme dönüşüp dönüşmeyeceği sosyal ve kültürel çevrenin özelliklerine göre biçimlenir. Fakat bu noktada ne tek başına kalıtımsal olarak sahip olunan genetik yapının ne de sosyal ve kültürel çevrenin mutlak bir belirleyiciliği olmadığı unutulmamalıdır.
Duygu beyinde oluşur
Duygu çeşitli biyolojik düzeneklerin işlemesi sonucunda yaşanır. Beyinde oluşur ve biyolojik düzeneklerle tüm vücudu etkiler. Örneğin heyecanlanma sempatik sinir sisteminin de etkinliğinin artması ile birlikte kalbin daha hızlı çalışmasına yol açar.
Duygunun hemen her zaman bedende yansımaları olur
Duygu esas olarak beyinde oluşan ve beyin ile farkına varılabilen bir his olmakla birlikte, yine sinir sistemi aracılığı ile duygunun hemen her zaman bedende çeşitli yansımaları olur. Korku ve aşırı heyecan anında yaşanan çarpıntı, ruhsal gerginliğin yarattığı baş ağrısı ve utanınca yüzün kızarması örnek olarak verilebilir.
Duygular öznel yaşantılardır
Duygu, yaşayan kişinin bildiği bir hissediştir. Bazen kişi bunu ifade etmedikçe dışarıdan ya da bir başkası tarafından fark edilmesi mümkün değildir ve beden diline, davranışa ya da sözel ifadelere yansıdığında fark edilmesi mümkün olabilmektedir.
Nesnel biçimde ifade edilmesi, ölçülmesi, aktarılması ya da belli bir kalıba sokulması mümkün değildir. İç içe bir çok duygunun yaşanıyor olması, bir duygunun başka bir duygunun etkinleşmesine yol açması bir yaşantı olarak sonsuz çeşit duygu yaşanmasına yol açmaktadır.
Duygular karşıdaki insanı etkiler
Kişinin yaşadığı duygular karşıdaki kişi tarafından anlaşılır ya da sezilir ise onun tutum ve davranışlarını da etkiler.
Bir deneyim olarak duygu
Bir deneyim olarak her hangi bir duygunun kişi için ne anlam ifade ettiğinin daha iyi anlaşılabilmesi duygunun aşağıdaki bileşenleri incelenmelidir:
Farkında olma
Birçok insan yaşadığı duygunun farkında olduğunu varsaysa da her zaman yaşadığımız duygunun farkında olmayız. Farkında olmanın diğer bir yönü de yaşanan duyguyu neyin tetiklediğini bilebilmek ya da görebilmektir.
Kişinin ne hissettiği
Birçok duygunun iç içe yaşanması kişinin ne hissettiğini ayrıştırmasını zorlaştırabilir.
Bedensel etkileri
Duyguların çoğu zaman bedende yansımaları (çarpıntı, terleme, yüz kızarması gibi) olur. Bazen duygunun hissedilen bileşeninden daha önplana çıkabilir.
Duygunun yönlendirmeleri
Duygu kişiyi etkileyerek onun tutum ve davranışlarını yönlendirebilir. Bu yönlendirmeyi bazen kişi istese de önleyemez.
Sözel ifade edilmesi
Duygunun sözel olarak ifade edilip edil(e)mediği, edildiyse nasıl edildiği ve sonuçları.
Tutum ve davranışlara yansımaları
Duygunun tutum ve davranışları ne oranda etkiledeği, bu etkilenmenin osyal ve kültürel açıdan uygun olup olmadığı.
Karşıdaki üzerindeki etkileri
Duygular her zaman karşıdaki insanı etkiler. Bu etkilenmenin bir kısır döngüye dönüşüp dönüşmediği.
Bastırılma durumu
Kişinin kendisine duyguyu hissetme ya da ifade etme izni verip vermediği.
İşlenme durumu
Birçok kişi tarafından duygunun mutlaka ifade edilmesi gerektiği söyleniyor olsa da duygunun bir şekilde ifade edilmesinden çok insanın iç dünyasında nasıl işlendiği daha önemlidir. İç dünyada duygu gerektiği biçimde işlenmezse ifade edilmesinin hiçbir anlamı bulunmamaktadır.
Etkinleştiren olayla sınırlı tutulma durumu
Yaşanan duygunun etkinleşmesine yol açan olayla sınırlı tutulup tutulmadığı. Bir genelleştirme ya da kişiselleştirmenin olup olmadığı.
Başka duygu ve çatışmalarla ilişkilendirme
Başka duygu ve çatışmalarla ilişkilendirme çoğu zaman bilinçdışı olarak yapılır.
Güncelleme: 03.05.2020
Prof. Dr. Erol Özmen
Manisa Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi
Psikiyatri Anabilim Dalı
Muayenehane:
Talatpaşa Bulvarı, No: 50, Dora Apt, Kat: 3, Daire: 3, Alsancak, İzmir
Yüz yüze ya da online görüşme randevusu için telefon : 0 542 236 13 54
Yazılı olarak izin alınmadan alıntı yapılamaz.
Prof. Dr. Erol Özmen’in diğer makaleleri için lütfen tıklayınız