Psikoloji & Psikiyatri
Psikoloji ve psikiyatrinin internet adresiKüçük Şeyleri ‘Dert‘ Edin!

Genellikle ‘küçük şeylerin dert edilmemesi‘ tavsiye edilir. Dert etmekten takıntı haline getirmeyi, sürekli düşünüp durmayı ve üzüntüden çıkamamayı anlarsak bu doğru olabilir. Fakat dert etmenin başka bir anlamı da kayıtsız kalmamadır. Kayıtsız kalmayarak dert edilen bir konu çok şey öğretebilir insana. Kişisel gelişimine ve kendini tanımaya ciddi katkıları olabilir.
Diğer yandan ‘ufak / küçük şeyleri dert etmeyin‘ ifadesiyle adeta büyük şeyleri dert etmenin olağan olduğu fakat küçük şeyleri dert etmenin gereksiz, önemsiz ve anlamsız olduğu vurgulanır. Oysa küçük şeyler de çok şey öğretir insanı. Bazen de küçük gibi görünen büyük bir şey olabilmektedir. Küçük, önemsiz ya da ufak gibi görünen bazı şeyler bazen büyük şeylerin yansıması olabilmekte, bazen de başlangıçta gerçekten küçük olan şeyler büyüyerek büyük şeylere dönüşebilmektedir.
Öncelikle küçük ya da büyük şeyler olarak nitelendirdiklerimizin gerçekten küçük / büyük şey olup olmadığını belirlemek gerekir. Fakat bu düşünerek kolayca saptanabilecek bir konu değildir. İpuçları elde edebilmek için yineleyen yaşantılara, yaşanan duygulara ve akıldan geçen düşüncelere bakılmalıdır.
Yineleyen biçimde yaşanan küçük şeyleri görmemezlikten gelmek onun büyümesine neden olabilir. O nedenle küçük şeyleri anlamaya ve yarattığı sorunları çözmeye çalışmak daha yararlı olacaktır. Diğer yandan küçük şeyleri çözmek ve çözebilmek büyük şeyleri çözme becerisi de kazandırır.
Küçük şeyleri dert etmenin süreklilik gösterecek şekilde varlığı bu kişinin sahip olduğu kişilik özellikleri nedeniyle böyle davrandığını akla getirmeldir.
- Bazı insanlar kişilik yapıları nedeniyle küçük, büyük her şeyi takıntı haline getirme eğilimindedirler. Bir anlamı ve yararı olmadığı halde aynı konuyu evirip çevirip düşünüp duranlarda obsesif kompulsif kişilik yapısı akla gelmelidir. Obsesif kompulsif kişilik yapısı olanlar kararsızlık ve olup biteni kontrol edememe ile ilgili kaygılar taşırlar.
- Bazı insanlar ise alınganlıkları nedeniyle her şeyi ‘dert‘ ederler. Paranoid kişilik özellikleri olanlar kuşkucu ve kuruntulu bir tarzda, narsistik kişilik özellikleri olanlar aşağılandıkları, küçümsendikleri hisleri içinde yaşadıklarını düşünüp dururlar.
- Depresif kişilik özellikleri olanlar ise başkalarının ilgi ve sevgisini yitirebileceklerini düşündükleri yaşantıları kurup dururlar.
Zaman zaman ortaya çıkan ya da belli bir zamandan beri var olan küçük şeyleri dert etme söz öz konusu olduğunda bu durumun depresyon ya da anksiyeteden kaynaklanabileceğini düşündürmelidir.
- Depresif bozukluğu olanlar geçmişte ve günümüzde yaşadıklarını hep olumsuz yönüyle görme eğilimindedirler. Olup olmadık şeylerden dolayı makul olmayan düzeyde suçluluk duygusu yaşarlar.
- Yaygın anksiyete bozukluğu olanlar her an kötü bir şey olacağı, yakınlarının başına kötü bir şeye gelebileceği gibi makul olmayan kuruntu içindedirler. Makul olmayacak derecede evhamlıdırlar.
Prof. Dr. Erol Özmen
Manisa Celal Bayar Üniversitesi
Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı
Muayenehane:
Talatpaşa Bulvarı, No: 50, Dora Apt, Kat: 3, Daire: 3, Alsancak, İzmir
Yüz yüze ya da online görüşme randevusu için telefon : 0 542 236 13 54
Yazılı olarak izin alınmadan alıntı yapılamaz.
Prof. Dr. Erol Özmen’in diğer makaleleri için lütfen tıklayınız