Psikoloji & Psikiyatri

Psikoloji ve psikiyatrinin internet adresi

Narsisistik Kişilik Özellikleri

Prof. Dr. Erol Özmen
Narsisistik Kişilik Özellikleri Erol Özmen1 e1455632472538 - Narsisistik Kişilik Özellikleri

Büyüklenmecilik:
Narsisistik kişilik bozukluğunun temel özelliği büyüklenmeciliktir. Kendilerini diğer insanlardan daha farklı, üstün ve önemli bir insan olarak görürler. Kendilerine hayrandırlar. Bu kişiler kendilerini olduğundan daha başarılı, daha güzel, daha zeki olarak değerlendirirler. Büyüklük düşüncelerine gerçek yaşamda karşılık bulamazlarsa, bunu hayallerinde gerçekleştirmeye çalışırlar.

Kendilerinin herkesten farklı ve özel oldukları hayalleri kurarlar. Fakat bu büyüklük duygusu özgüven taşıyan bir büyüklük duygusu değildir; sürekli dışardan onay görme beklentisi içindedir.

Bu kişiler derinlerde bir değersizlik duygusunu hissetmezler ya da kabullenemezler. Kırılgandırlar, fakat bu kırılganlıklarının büyüklük duygularına olan güven duygularının zayıflığından kaynaklandığını göremezler; kırgınlıklarına sürekli başkalarını suçlama ve değerinin anlaşılmadığı duygusu eşlik eder.

Narsisistik kişilik yapısının en önemli özelliklerinden birisi büyüklenmecilik ve üstünlük duygusudur. Fakat büyüklenmecilik ve üstünlük duyguları yalnız narsisistik kişiliğe özgü değildir. Kişide hiçbir psikiyatrik hastalık bulunmadan da bulunabileceği gibi bir çok psikiyatrik durumda da görülebilmektedir.

Olağan psikolojik tepki olarak çeşitli yaşantılar sonrasında hissedilen başarı, kendine değer verme ve kendini sevmenin narsisistik kişilikte görülen büyüklenmeden ayırt edilmesi gerekmektedir. Sağlıklı narsisistik doyumun en önemli özelliği, başkalarına da değer verebilmeyi, başkalarını da sevebilmeyi, başkalarının da gereksinimlerini anlayabilmeyi taşımasıdır. Sağlıklı olmayan narsisistik doyumun en önemli özelliği kendini değerli hissedebilmek için diğerlerini değersizleştirmeyi, aşağılamayı içermesidir.

Büyüklenmenin görülebildiği psikiyatrik durumlardan birincisi duygudurum bozukluklarında görülen hipomani ve mani durumlarıdır. Narsisistik kişilik bozukluğundan farklı olarak burada görülen büyüklenmecilik dönemler halinde görülür. Hastalığın iyileştiği dönemlerde gözlenmeyen bu büyüklenmecilik, hastalığın alevlendiği dönemlerde yeniden ortaya çıkmaktadır.

Narsisistik kişilik bozukluğu olanlarda görülen büyüklenmenin paranoid kişilik bozukluğu olan kişilerdeki kuşkuculuktan kaynaklanan başkalarına tepeden bakmadan ayırt edilmesi gerekir. Paranoid kişiliği olanlarda görülen kıskançlık, narsisistik kişilerde görülen kıskançlıktan farklılık gösterir. Paranoid kişideki kıskançlık daha çok eşinin sadakati ile ilgili kuşkulardan kaynaklanırken, narsisistik kişideki kıskançlık değerlilik duygusundan kaynaklanır. Narsisistik kişi, başkasının başarılarını, öne çıkmasını kıskanır. Kendisinin üstünlüğü ile ilgili kuşkular yaratabileceğinden, narsisistik kişi başkasının daha değerli olduğu düşüncesine katlanamaz. Eleştiriye katlanamama da her iki kişilik yapısında da görülmektedir.

Şizoid kişilik bozukluğu olan kişilerde görülen diğer insanlarla ilişkiye girmekten kaçınma ve sosyal ilişkilerden kaçınma, kendini beğenme ve başkasını küçük görme şeklinde yorumlanarak narsisistik kişilik yapılarında görülen büyüklenme ile karıştırılabilir. Narsisistik kişilik yapısı olanlardan farklı olarak başkalarının kendisi hakkında ne düşündüğünü hiç önemsemezler.

Obsesif kompulsif kişilerde görülen mükemmeli arama ile narsisistik kişilerdeki mükemmel olduğuna inanmadan farklıdır. Obsesif kompulsif kişinin mükemmeliyetçiliği sonu olmayan bir mükemmeliyetçiliktir, kolay kolay kendisinin ve başkasının mükemmeli gerçekleştirdiğine inanmaz. Narsisist kişi ise her yaptığının mükemmel olduğunu düşünür. Diğer insanları küçümseme, kıskançlık obsesif kompulsif kişilerde yoktur. Obsesif kompulsif kişiler için mükemmele ulaşmak, kafasındaki düzeni kurmak amacıyla diğer insanları kontrol altında tutmaya çalışırken; narsisistik ise diğer insanları kendi büyüklenmeciliğini beslemesi için elinin altında tutmaya çalışır.

Eşduyum yapma yetisi eksikliği
Fakat büyüklüklerinin sürekli olarak dışardan onaylanması gereksinimi ve beklentisi içindedir. Diğer insanlarla ilişkileri de bu gereksinim ve beklenti üzerine kurulmuştur. Bunları karşılayan insanlarla, bunları karşıladığı sürece ilişkilerini sürdürürler. Bir çeşit bu gereksinimlerini karşılamak için bu insanları kullanırlar. Bu insanların gereksinimleri, duyguları, istekleri onun için önemli değildir. Başkalarını sevebilme ve başkalarına eşduyum yapabilme yani başkalarının yerine koyarak onları anlamaya çalışma yetenekleri yoktur. Bu nedenle başkalarının yaşadığı duyguları anlayamaz. Bu nedenle insan ilişkilerinde iki kişinin birbirinin gereksinimlerini karşılıklı olarak anlayan ve karşılayan bir ilişki değil, büyüklüklerini onaylamak için diğerinin varolduğu bir ilişki söz konusudur. Yani bir çeşit istismar söz konusudur; nitekim gereksindiği onayı alamadığı zaman narsisistikler o kişilerle ilişkilerini bitirirler.

Çok sayıda insanla ilişkisi var gibi görünse de bunlar yüzeyel ilişkilerdir. Başkalarına sürekli bağlanamazlar. Başkalarının isteklerini, gereksinimlerini anlamayan, eşduyum yapamayan narsisistik; başkalarının övgülerine gereksinim duyar. Başkalarını küçümsediği ve onlara güvenmediği için grup etkinliklerine gerçek anlamda katılamaz.

Başkasının istek ve gereksinimlerini dikkate almayan yani eşduyum yapma yeteneği olmayan diğer bir kişilik yapısı antisosyal kişilik yapısıdır. Ancak çoğu zaman narsisistik kişilik yapısından ayırt etmek zor olmaz. Antisosyal kişilik yapısında olanlarda görülen yasaları ve toplumun genel ahlak kurallarını tekrar tekrar çiğneyerek karakolluk olma ve tutuklanma narsisistik kişilik yapılarında görülmez.

İlgi odağı olma, başkalarının dikkatini üzerinde toplama, beğenilme ve övgü alma arayışı histriyonik ve narsisistik kişilik yapılarının ortak özellikleri arasında bulunur. Ancak iki kişilik yapısında aynı davranışa yönlendiren nedenler farklıdır: histriyonik kişi daha çok ilgi arayışında iken, narsisistik kişi büyüklüğünün onaylanması arayışı içindedir. Diğer yandan histriyonik kişi ilgiyi elde etmek için çok çeşitli tutum ve davranışlar içine girebilirken, narsisistik kişi bunun en doğal hakkı olduğunu düşünür ve insanların ona göre davranmasını bekler.

Hak kazandığı duygusu
Kendilerini herkesten üstün olarak görmeleri nedeniyle diğer insanlarla ilişkilerinde herkese göre kendilerine farklı, özel biri olarak davranılmasını beklentisi içindedirler. Her şeye hakları olduğunu düşünürler.

Eleştiriye duyarlılık
Eleştirilmeye karşı çok duyarlıdırlar. Başkalarının kendisi hakkındaki düşünceleri onlar için çok önemlidir. Sürekli olumlu değerlendirilme beklentisi içindedirler. En ufak olumsuz değerlendirme, onlarda büyük bir hayal kırıklığı yaratır.

Başkalarının bilgisini kendine mal etme konusunda çok ustadırlar; hiç bir rahatsızlık duymadan, elde edilen bir başarıda başkalarının rolünü hiçe sayarlar. Başkalarının haklarına aldırmaz davranırlar.

Eleştiriye duyarlılık ve kırılganlık narsisitik kişilik yapısı olanların yanısıra çekingen kişilik yapısında olanlarda da görülen bir özelliktir. Ancak çekingen kişi kendini değersiz olarak hissettiği, narsisistik kişi ise kendini aşırı değerli hissettiği için kırılgandır. Çekingen kişi başkalarının kendisini beğenmeyeceği ve istemeyeceği kaygıları yaşarken, narsisistik bir kişinin böyle bir şey aklından bile geçmez.

Kaynaklar
1. Akhtar S (1989) Narcissistic personality disorder. Descriptive features and differential diagnıosis. Psychiatr Clin North Am 12; 505-530, 1989.
2. Amerikan Psikiyatri Birliği (1994) Mental bozuklukların tanısal ve sayımsal elkitabı, dördüncü baskı (DSM-IV), Amerikan Psikiyatri Birliği, Washinhton DC 1994’den çeviren Köroğlu E, Hekimler Yayın Birliği, Ankara 1994.
3. Doğaner İ (1996) Narsisistik kişilik bozukluğu: tarihçe, tanı ve ayırıcı tanı. Ege Psikiaytri Sürekli Yayınları 1: 341-351.
4. Sorias S (1998) Kişilik bozuklukları. Psikiyatri Temel Kitabı’nda, C. Güleç, E. Köroğlu (ed.ler). Hekimler Yayın Birliği, Ankara

Prof. Dr. Erol Özmen

Muayenehane:
Talatpaşa Bulvarı, No: 50, Dora Apt, Kat: 3, Daire: 3, Alsancak, İzmir
Yüz yüze ya da  online görüşme randevusu için telefon : 0 542 236 13 54

Yazılı olarak izin alınmadan alıntı yapılamaz.

Prof. Dr. Erol Özmen’in diğer makaleleri için lütfen tıklayınız