Psikoloji & Psikiyatri

Psikoloji ve psikiyatrinin internet adresi

Ergenlikte Depresyon

Klinik Psikolog İpek Gökozan

Ergenlikte Depresyon İpek Gökozan e1510668196648 - Ergenlikte Depresyon

Ergenlik dönemi, genellikle kişinin psikolojik olarak karmaşık bir dönemden geçtiği bir süreç olarak düşünülür. Arkadaş grupları içinde yer almaya çalışma, dersler, sosyal aktiviteler, aile hayatı ve kız/erkek arkadaş edinme çabaları ergenlik sürecindeki bazı gençler için boğucu olabilir. Bu süreçte gençler hayatlarında pek çok yeniliği test ederler ve hayata meydan okurlar. Bu meydan okumalar kişide belirsizlik hislerine, başaramama endişesine, potansiyel kız/erkek arkadaşlar için yeterince çekici olamama korkularına yol açabilir. Her ergenin bu dönemde yaşadığı zorluklarla baş etme yolu farklıdır.

Kimi gençler kendisine yakın bulduğu ve tecrübesine güvendiği birilerine danışmayı tercih ederken, kimi gençler de uyuşturucu veya alkol gibi zararlı alışkanlıklarla bu süreci atlatmayı denerler. İçine kapanan, alkol veya uyuşturucu gibi alışkanlıklar edinen, eskiden zevk alarak yaptığı aktivitelerin birçoğunu yapmak istemeyen, ders başarısı belirgin şekilde düşen ve geleceğe umutsuzla bakan bir ergen depresyonda olabilir ve bir profesyonelin yardımına ihtiyaç duyabilir.

Ancak her mutsuzluğu depresyonla karıştırmak doğru değildir. Kendini psikolojik olarak iyi hissetmeyen bir ergende, depresyon tanısı koymadan önce yaşadığı durumu iyi tespit etmek ve ayırıcı tanılara dikkat etmek gerekir.

Ergenlik sürecinde depresyonla karıştırılan durumlardan bazıları şunlardır:

  • Ayrılık Kaygısı: Sevdiği bir kişiden ayrılmakta güçlük çekmenin her ne kadar küçük çocuklara mahsus bir davranış olduğu düşünülse de, ergenlerde ve kimi zaman yetişkinlerde de ayrılık kaygısı görülebilir. Ayrılık kaygısı depresyona benzer olarak aşırı kaygı, üzüntü, iştah ve uyku sorunu, evden çıkmak istememe gibi belirtilerle görülebilir. Böyle bir durumun depresyon mu yoksa ayrılık kaygısı mı olduğunun bir uzman tarafından belirlenmesi ve terapilerin buna göre düzenlenmesi uygun olur.
  • Uyum Bozuklukları: Uyum bozukluklarını depresyondan ayıran özellikler; depresif belirtilerin (ders başarısında düşüş, isteksizlik, içe kapanma, iştahta ve uykuda değişiklikler, ağlama krizleri vs.) başlamasına denk gelen dönemde spesifik bir stresin veya çok önemli bir değişimin açık olarak belirlenmesidir. Örneğin, trafik kazası geçiren ve 3 hafta okula gidemeyen bir genç, okula döndüğü zaman uyum sorunları yaşıyorsa ve depresyonu andıran belirtiler yaşıyorsa; net bir tanı koymadan önce bu durumun bir uyum bozukluğu olup olmadığına bakmak gerekir.
  • Normal Keder: Depresyona benzeyen bir ruh haline vesile olabilecek bir başka stres kaynağı yakın birinin ölümüdür. Bir yakınının ölümü ardından ergen, okul veya sosyal hayatına eskisinden farklı olarak daha isteksiz ve mutsuz devam edebilir. Bu durum, yas sürecinin olağan bir parçasıdır. Ancak; yas süreci çok uzun süre devam ediyor, kişinin hayatındaki fonksiyonellik günden güne bozulmaya başlıyorsa; yas sürecinin depresyona doğru ilerleyip ilerlemediğine dair bir uzman görüşü almak gerekebilir.

Depresyona benzer bir durum yaşayan ergenlerin bir uzmandan destek alıp, yaşadığı durumun tam olarak ne olduğunun anlaşılması; sürecin çok daha sağlıklı geçmesine yardımcı olur.

 

Klinik Psikolog İpek Gökozan

www.ipekgokozan.com