Psikoloji & Psikiyatri
Psikoloji ve psikiyatrinin internet adresiDeğerli Velilere Mektup
Sözlerim özellikle çocuğunun görev ve sorumluluklarını yeterince yerine getirmediğini gözlemleyen ebeveynlere.
Hepimiz çocuklarımızın başarılı olmasını, ileride iyi bir mesleğe sahip olmasını ve mutlu olmasını isteriz. Çocuğumuzun geleceği için kaygılanmak bazen o kadar şiddetli bir hale gelebilir ki kendi kaygılarımız nedeniyle istemeden de olsa çocuğumuza zarar verebiliriz. Özellikle tüm uyarılarımıza, hatırlatmalarımıza, açıklamalarımıza rağmen ödevlerini yapmayan, derslerine gereken özeni ve önemi göstermeyen bir çocuğumuz var ise çocuğumuzun geleceğine ilişkin kaygımız daha da artar ve onu gelecekte başına gelebilecek zararlardan korumak için baskıcı ve zorlayıcı tutumlar içerisine girebiliriz. Baskıcı ve zorlayıcı tutumlar ile kast edilen, çocuğumuzu saatlerce ders çalışması için zorlamak, derslerinin başına çocuğumuzla beraber oturup onunla çalışmak, dinlenmesine, eğlenmesine, gençliğini de yaşamasına fırsat vermeyecek ölçüde kursa, özel derse, dershaneye gitmeye zorlamak, derslerini çalışmadığını gördüğümüzde dışarı çıkma yasağı getirmek, telefonunu, internetini elinden almak, arkadaşları ile görüşmesine izin vermemek gibi cezalar uygulamak örnek verilebilir. .Bu gibi tutumlarımız aslında kendi endişelerimizden, çocuğumuzun geleceğini ondan daha fazla düşünmekten ve onun hayatıyla ilgili ondan daha fazla sorumluluk hissetmekten kaynaklanır. Ancak çocuğumuzla katı, cezalandırıcı, suçlayıcı, eleştirel, öğüt verir tarzda kurduğumuz her iletişim onunla aramızda daha fazla çatışmaya, hem onun hem bizim daha kaygılı, öfkeli hissetmemize ve nihayetinde de çocuğumuzun daha fazla sorumsuz davranışıyla sonuçlanır. Ne söylediğimizden ziyade nasıl söylediğimiz her zaman için çok daha önemlidir, bunu unutmayalım.
Dünyada ergen olmaktan daha zor olan bir şey var ise o da ergenlik döneminde bir çocuğa sahip olan bir ebeveyn olmaktır.
Uzman Klinik Psikolog Serap Sözen
Yazılı olarak izin alınmadan alıntı yapılamaz.
Uzman Klinik Psikolog Serap Sözen’in diğer makaleleri için lütfen tıklayınız