Psikoloji & Psikiyatri
Psikoloji ve psikiyatrinin internet adresiYeni Yılda Yepyeni Bir “Ben” Olmaya Ne Dersiniz?
Yeni yıla oldukça az bir zaman kaldı. Belki de çok da istediğiniz gibi geçmemiş olan bir yılı geride bırakıyorsunuz ve önünüzde umutlarınızı tazeleyen yepyeni bir yıl var. Bu yüzden olsa gerek, yeni yılda yenilenme fikri oldukça popüler bir kavram.
Her ne kadar popüler de olsa, maalesef pek çok yenilenme çabası sonuçsuz kalıyor. Neden mi? Çalışmalarımda gördüm ki, genellikle her şey bir anda olsun bitsin istiyoruz. Bu sebeple de oldukça büyük adımlar atabiliyoruz.
Örneğin, yeme alışkanlıkları ile ilgili sıkıntı çeken birini ele alalım. Sağlıksız beslendiğini düşünsün ve bunu düzeltmek istesin. Her gün abur cubur yediğini, düzensiz beslendiğini varsayalım. Bir anda tüm abur cuburları kesip düzenli ve sağlıklı bir diyete geçmesi oldukça zor bir şey. Bu nedenle, değişimi mutlaka adımlara bölmek gerek. Değişim yönünde atacağınız en ufak, hatta size yetersiz gelebilecek derecede ufak bir adım dahi çok değerli. Ben bunu bir kartopuna benzetiyorum. Önemli olan kartopunu yuvarlamaya başlamak, o zaten zamanla çığa dönüşecektir. Ama siz bir anda çığ yaratmaya kalkarsanız, bir süre sonra yaratmaya çalıştığınız çığ sizi boğmaya başlar. Sonuç olarak da başarısız olduğunuzu düşünerek vazgeçersiniz.
Varmak istediğiniz noktayı yani asıl hedefinizi bilmek önemli, ancak oraya giden kestirme bir yol yok. Bu sebeple hep bir adım öteye gitmeye odaklanın. Bir süre sonra, adımların büyüdüğünü ve çok daha kolaylaştığını göreceksiniz. Örnek vermek gerekirse, hiç spor yapamayan bir kişi için bir gün 10 dakika dahi olsa koşmak önemli bir adımdır, bir başarıdır. Bunu bir kere yapabiliyorsa tekrar yapabileceği anlamına gelir.
Adım adım gitmek gerektiğini artık biliyorsunuz. Peki başka ne yapmak gerek?
1- Hedef Belirleyin: Pozitif bir hedef belirlemeniz gerek. Yani “Önümüzdeki yıl sıkıntılı olmayacağım” uygun bir hedef değil. Ben böyle bir hedefle karşılaştığımda hemen şunu soruyorum: “Harika, peki sıkıntılı olmak yerine nasıl olacaksınız?”Hedefi belirlerken kendinize sormanız gereken soru “ne istediğinizdir”, ne istemediğiniz değil. Tanınmış çözüm odaklı terapist Harvey Ratner, bununla ilgili güzel bir örnek vermişti: “Taksiye binip de ‘Ben havaalanına gitmeyeceğim’ dediğinizde, taksi sizi istediğiniz yere götürebilir mi?”
Hedefinizi belirledikten sonra, o hedefe ulaştığınızda hayatınızın nasıl olacağını hayal edip düşünmek, gitmek istediğiniz yeri daha da netleştirmenize yardımcı olacaktır. Olmak istediğiniz yeri olabildiğince canlı hayal etmeye çalışın. Neler yaptığınızı ayrıntılı olarak düşünün. Yüzünüzde bir gülümseme belirdiği fark ederseniz de endişe etmeyin, normaldir.
2- Gelişiminizi Ölçün: Ölçmek derken objektif, matematiksel bir şeyden bahsetmiyorum. Başladığınız gün kendinize 0 ile 10 arasında bir puan verin. 10 puan tüm hedeflerinizin gerçekleştiği an olsun, sıfır puan ise tam tersi, yani hedefe en uzak haliniz. Sonra, zaman zaman bu puan verme işlemini tekrar edin. Bu şekilde yaptığınızda, daha önce de bahsettiğim adım adım gitmek kuralı daha kolay gerçekleşecektir. Böylece “10 puana ulaşmak için ne yapmam lazım?” sorusunu tekrar tekrar sorup, yapacağınız çok şey olduğunu görüp cesaretinizin kırılmasına izin vermektense, “Bir üst puana ulaşmak için neler olması lazım?” sorusunu sorabileceksiniz.
3- Güzel Şeylerin Farkına Varın: Bir sorunumuz veya değiştirmek istediğimiz bir davranışımız olduğunda genellikle olumsuz olana, yani soruna odaklanırız. Einstein’ın güzel bir sözü var: “Sorunları, onları yarattığımız düşünce şekli ile çözemeyiz”. Yani sorun çözmek için başka bir düşünce yapısına ihtiyacınız var. Pozitif olana odaklanmanın sorun çözme anlamında çok yararlı olduğunu, danışanlarım bana her gün tekrar tekrar öğretiyor. Sadece “Hayatımda güzel giden şeyler neler?” sorusuna yanıt arama çabasının bile önemli farklar yarattığına defalarca şahit oldum.
Pozitife odaklanmak demişken neyi kast ettiğimi detaylandırmakta yarar var sanırım.Çünkü bu kavram son günlerde çok kullanılıyor ve çoğunlukla da yanlış kullanılıyor.
Pozitife odaklanmak “polyannacılık” değildir. Yani hayatınızda kötü olan şeyleri bile iyiye yormak değildir. Benzer bir şekilde içinizden sürekli olarak “iyi şeyler olacağını düşünürsem iyi şeyler olur” diye geçirmek de pozitife odaklanmak değildir. Son zamanların moda tabiri ile ‘Evrene pozitif mesaj göndermek’ denilen “kavramın” ise pozitif düşünce ile hiçbir alakası yok. Evrene pozitif mesaj göndermeden önce kendi kendimize pozitif mesaj gönderirsek işler çok daha kolay olacak aslında.
Hayatınızın en zor anlarında bile tutunabileceğiniz güç alacağınız şeyler vardır. Ancak bunları fark etmek her zaman kolay olmaz. İşte bunların farkına varmak ve “Hayatımda değişmesini istemediğim, iyi olan neler var” sorusunu sormak pozitife odaklanmanın en yalın halidir.
Unutmamak gereken şeylerden biri de şu: ister olumlu ister olumsuz olsun, kendi davranışlarınızda bir değişiklik oluyorsa bunun sorumlusu sizsiniz. Yani “o gün iyi geçti ama eşim yardım etti, o yüzden” gibi cümlelerle kendi sorumluluğunuzu inkar etmeyin. Kimse size zorla hiçbir şey yaptıramaz, bu nedenle hayatınızda güzel giden şeylerin sorumluluğunu alın. Siz adım atmasaydınız veya atılan adımlara eşlik etmeseydiniz olmazdı, bunu hep anımsayın.
Yukarıda bahsettiğim bu üç adım ile değişim mümkün. Değişim kolay değildir. Çaba göstermek, çalışmak ve yorulmak gerek. Terlemeden değişim olmaz. Ancak bir şeyin kolay olmaması, çaba gerektirmesi, karmaşık yöntemler gerektirdiği anlamına gelmiyor: Basit yöntemler ile değişimi gerçekleştirmek mümkündür. Üstelik basit yöntemlerin tahmininizden daha hızlı sonuç verdiğine de tanık olabilirsiniz. Benim 1-2 seansta biten çalışmalarım olabiliyor. Bu elbette bir vaat değil, çok daha uzun süren çalışmalarım da var. Ancak, bu kadar kısa süre de önemli adımlar atılması mümkün.
Deneyimlerime dayanarak söyleyebilirim ki, sorunu irdelemeden doğrudan çözüme yöneldiğinizde ve olumsuza değil olumluya odaklandığınızda değişim daha hızlı oluyor.
Tüm bu anlattıklarımı özetlemem gerekirse, yeni yılda yenilenmek için:
(1)Hedefinizi belirleyin. Neyi başarmak istiyorsunuz? Bu hedefe ulaştığınızda hayatınız neye benzeyecek?
(2) Gelişiminizi ölçün. 10 puan sizin hedefinize ulaştığınız anı simgelesin, 0 (sıfır) puan ise hedeften en uzak olduğunuz anı. Şu an neredesiniz? Bu puanlamayı zaman zaman – örneğin her hafta- tekrar edin.
(3)Hayatınızda iyi giden şeylere odaklanın. İyi gelişmeler olduğunda bunda payınız olduğunu yadsımayın.
(4) Bir anda herşeyi oldurmaya çalışmayın. Küçük adımlar adın. En basit ve en küçük değişim dahi değerlidir.
Yukarıda anlattıklarımı yaparsanız daha iyiye doğru önemli bir adım atacağınıza inanıyorum. Umarım yeni yıl sizin en iyi halinize ulaşacağınız ve kendi mucizenizi gerçekleştireceğiniz yıl olur.
Yeni Yılınız Kutlu Olsun.
Uzman Psikolog Tarık Gandur