Kadına Yönelik Şiddet

Uzman Psikolog Zehra Erol

Kadına yönelik şiddet farklı boyutları içerir;

-Fiziksel şiddet kadını yaralama, öldürme, tecavüz etme. Sözel şiddet hakaret etme, aşağılama.

-Ekonomik şiddet; zorla çalıştırmak, çalışmaması için baskı yapmak, para vermeyerek kişiyi yönetmeye çalışmak

-Duygusal şiddet; Duygularını kullanarak baskı oluşturmak.

-Takip ederek kişinin özel hayatını ihlal etmek.

Şiddetin farklı görünümleri kadının psikolojisini bozan, yaşamını tehdit eden, yaşam kalitesini düşüren ailesini ve toplumu ciddi şekilde etkileyen bir sorundur. Şiddeti yaşayan kişi ile birlikte, kişinin ailesi, bunu medyada takip eden kişilerde dolaylı yoldan travmaya maruz kalmaktadır. Kadına yönelik şiddetin yoğunluğu, tedbirlerin yetersizliği yaşanılan topluma duyulan güven ciddi düzeyde sarsıntıya uğramakta, hak ve adalet duygusuna inancı zayıflatmaktadır. Yaşanan olayların şekli, sıklığı ve sürekliliği kızgınlık, öfke yaratmaktadır.

Her gün farklı şekilde ortaya çıkan günlük rutin yaşamda kişinin aklına dahi gelmeyecek şiddet dozu yüksek olayların sıklığı ve yaygınlığı toplumda kaygının artışına neden olmaktadır. Bireylerde olayların yarattığı acı ile birlikte kişilerin yaşama bakış açısı da etkilenir. Güvende miyim, benim veya çocuğumun başına da bunlar gelir mi, böyle bir toplumda çocuk sahibi olmalı mıyım vb.. olumsuz ve kaygı içeren düşünceler kişinin duygu dünyasını derinden sarsar.

Kadına yönelik şiddet nedenlerini anlamak için toplumun erkeklere ve kadınlara yönelik tutumlarını değerlendirmek gerekir. Diğer nedenler ise;

-Büyüme sürecinde aile içi şiddetin varlığı.

-Kişinin özdenetim ile ilgili zorlukları.

-Cinsel şiddette kadının sorumluluğuyla ilgili algı çarpıklığının etkisi

Şiddete uğramış veya dolaylı yoldan etkilenmiş kişiler kadar, ailelerine de psikolojik, toplumsal ve yasal destek vermek gerekir. Kişinin güvende olması, aile desteği ve toplumun eğitilmesi de oldukça önemlidir.

Uzman Psikolog Zehra Erol

www.zehraerol.com

Yazılı olarak izin alınmadan alıntı yapılamaz.

Uzman Psikolog Zehra Erol’un diğer makaleleri için lütfen tıklayınız