Psikoloji & Psikiyatri
Psikoloji ve psikiyatrinin internet adresiKaygıyı Anlamak
Uzman Psikolog Zehra Erol
-Herkes zaman zaman kaygı yaşar, ancak sorun haline dönüşmesi kişinin yaşamında uyumsuzluk yaratması yoğunluğu, süresi ile bağlantılıdır. Tehlike veya tehlike ihtimali ortadan kalktığında endişe, tedirginlik hali devam ediyorsa kaygı probleminden bahsedebiliriz. Aynı şekilde kişide endişe yaratan durumla kaygının şiddeti karşılaştırıldığında orantısızlık varsa bu durumda da kaygı problem haline dönüşmüştür.
-Kaygı öğrenilebilir; ebeveynlerin kaygılı davranışları, aşırı eleştirici ve suçlayıcı davranışları da tetikleyicidir.
-Kişide endişeler arttığında fiziksel belirtiler açığa çıkabilir; kalp atışının hızlanması, terleme, titreme, kaslarda gerginlik gibi tepkiler açığa çıkabilir.
-Kaygı sorun halini aldıında farklı görünümlerde ortaya çıkabilir. Kaygı Bozuklukları dediğimizde Panik Bozukluk, Hipokandriyazis (Hastalık Hastalığı), Sosyal Fobi, Yaygın Anksiyete Bozukluğu, Obsesif Kompülsif Bozukluk dan bahsediyoruz.
-Kaygı problemi yaşayan kişilere çevresinin yaklaşımı genellikle umursamamasını vurgulamaktır. Oysa ki “kaygılanacak ne var demek” kişinin yaşadığı sıkıntının azalmasına neden olmaz. Kaygı kişinin yaşamını olumsuz yönde etkilemeye başladığında rahatsızlık boyutuna ulaşmıştır. Bu durumda psikolojik yardım almak gerekir.
-Kaygı problemlerinde psikolojik destek sürecinin bir parçası da psikoterapidir. Psikoterapinin içeriği; kaygı kontrolünü geliştirmek. Kişinin düşünme biçimi ve davranışları da süreci ekiler. Kişinin endişelendiği durumdan uzak durma davranışları, durumla başa çıkamayacağına inanması durumla başa çıkmayı zorlaştırır. Kaçınmaları azaltmak, düşünme biçimi üzerinde çalışmak kaygı ile baş etmek oldukça önemlidir. Psikoterapi de kaygıyı tetikleyen nedenler, kaçınma davranışları ve farklı bakış açıları üzerinde durulur.
Uzman Psikolog Zehra Erol
Yazılı olarak izin alınmadan alıntı yapılamaz.
Uzman Psikolog Zehra Erol’un diğer makaleleri için lütfen tıklayınız