Psikoloji & Psikiyatri

Psikoloji ve psikiyatrinin internet adresi

Yalnızlık ve Anılar

Uzman Psikolog Zehra Erol

Yalnızlık ve Anılar Zehra Erol - Yalnızlık ve Anılar
Yalnızlık ve anılar ilişkisinin detaylı şekilde anlatıldığı öyküdür Ayşe^nin yaşadıkları. Yalnız hissetmek, bu duygumuzla ilgili paylaşımda bulunmak çok da kolay değil. Ayşe kendini sorgulamalarının sonucunda sık sık hissettiği yalnızlık duygusunun nedeni anlamıştı. Dağınık anılarını Çalakalem Hatırlarım diye adlandırmıştı;

Ayşe hep birşeyler arıyordum, ordan oraya savruldum diyerek başladı. Parça parça paylaştığı anılarına çalakalem hatırlarım diyordu. Okuldan, annesinden, kardeşinden bahsettği anıları neden bugün kendini yalnız ve mutsuz hisettiğini açıklıyordu. Ayşe’nin çalakalem hatıralarından bir kısmını insanlarla paylaşmak istediği için detaylıca anlattı;

–Babamın beni dövmesini unutamıyorum. Günlerce morlukları çıkmazdı. Hastalansak, öksürüğümüz tutsa umurunda olmazdı, içmeseydin soğuk suları, suları içtin hasta oldun derdi. Çay bardağı kırılsa, yere yanlışlıkla bir şey döksek yerdik küfürleri. Kötü bir şey olunca ya annesinin kızı yada babasının kızı olurduk. Kimse bizi sahiplenmedi.

– Çok iyi hatırlıyorum annemin amcası Almanya’dan gelmiş. Benim dönemimim çocuklarının hemen hemen hepsinin Almanya’da akrabası olmuştur. Ergün Amca onunda oğlu var, Engin… Dev gibi bir çoçuktu, o yaz bizde yanılmıyorsam 1 ay kaldılar. Biz çok eğlendik harika bir yazdı ve ben günlük tuttum. Engin şöyle, Enginle bunu yaptık vs vs..Günlüğü annem bulmuş, babama okutmuş. Ya çocuk aklımca yazmışım. Günlükte annemle, babamla ve akrabalarımla ilgili yazdıklarım vardı. Babam bir kızdı, başladı vurmaya, yer misin yemez misin?

Baktım ben bu günlüğü saklayamayacağım her yerde buluyorlar bir daha yazmayacağım dedim. O gün bugündür ki ilk kez yazıyorum diyebilirim. Seviyorum teknolojiyi annemler bilgisayar kullanmayı bilmiyor!

–Yanılmıyorsam 7 yaşlarındayım ablamla aramızda 3 yaş var. Oda olsun olsun 10 yaşlarında. Ben o kadar çelimsiz o kadar zayıfım ki değil 7 yaş en fazla 6 yaşıma yeni girmiş gibiyim, bu yüzden de beni parmak çocuk diye severlerdi. Sahi severler miydi? Polis kızı olduğumuz için doğru dürüst arkadaşımız yoktu, öyle sokağa çıkmak falan yasaktı ya da en fazla arada sırada 1-2 saat. Sokaklarda bağırmak, yüksek sesle konuşmak gülmek yok. Polis kızları ne biçim kızlar dememeliler. Ablam benden daha girişken en azından yumurtacıların oğulları ile oynayabiliyor beni çağırıyorlar ama ben onlarla oynamak istemiyorum. İstemiyorum çünkü yakar top bana zor geliyor. Ben başka oyunlar oynamak istiyorum Benim yaşımda mahallede kimse yok gibi okulda da yapım gereği fazla sıkı fıkı ilişkiler kuramıyorum. Şuan 38 yaşındayım ama hala doğru dürüst arkadaşım yoktur. Hayatım ablam, annem, babam arasında sıkışmış, tabi bunu şimdi anlıyorum…Canım sıkılıyor diye annemin ya da babamın yanına gitsem oralı olmayacaklarını daha o yaşlarda biliyormuşum ki yanlarına gitmezdim. Zaten babama gidilip benle oyun oyna denilir mi mazallah….Annem günlere gidiyor o günlerde de teyzemin kızı Gökçem ‘le oynuyoruz. Senin bebeğin benim bebeğim kavgası yapıyoruz. Akşamları en çok akşamları çocuk ruhunun boşluğunu hissediyorsun. Baba kanepede, anne bulaşıkta( o zamanlar bulaşık makinesi yok) ablamsa ders çalışmak zorunda, matematikten kırık aldı yine ve annemden dayak yedi. Hem ders çalışmasa bile sıkıldım ablamdan. Anlamıyorlar beni. Susuyorum kime ne söyleyeyim ki, ben susunca da adım pasif Ayşe oldu. “Bizim küçük kız ablasına benzemez sessizdir, pasiftir” annem her gün gezmesinde söylüyor. Babamın genel tavrı zaten benim varlığımdan bile habersiz. Tek arkadaşım var, PEMPE PANTER. Benden büyük kocaman gözleri, kocaman burnu olan bir oyuncak. Oda benim gibi, herşeyi görüyor, duyuyor ama konuşmuyor. Bu yüzden ben Pembe Panterimle çok iyi anlaşıyorum, konuşuyorum onunla. Mesela sınıfta öğretmenin Ayfer’i sözlüye kaldırdı Ayfer soruyu bilemeyince hoca beni sözlüye kaldırdığı ben bildim aferin dedi. Anneme söyledim “bileceksin tabi ben seni çalıştırdım o kadar dedi”….keşke aferin deseydi yani deseymiş Ben bu yaşadığıma yalnızlık diyorum. Hiç bir derdimi, mutluluğumu, sorunumu genç kızlığımda, çocukluğum da ne ailemle ne arkadaşlarımla paylaşamadım. Anlatamadım kimselere öfkelerimi, korkularımı. Sadece Pembe Panterim biliyor her şeyi ve o pembe panter yeni evime geçtiğimde benimle geldi en baş köşede duruyor ve yine kimsenin bilmediklerini ona anlatıyorum. Ailemin, arkadaşlarımın ilgisizliğini, gelecek kaygılarımı,aldığım kiloları veremediğim için kendimi sevmediğimi, parasızlığımı, annemle babamın bize yazık etmelerini hala onunla paylaşıyorum. 3. şahıslara anlatılmaz “KOL KIRILIR YEN İÇİNDE KALIR ” diye öğrettiler ya bende fazla kaldı.

—Annemin hep aynı konuşmaları yaptığını hatırlıyorum. Yemedik, yedirdik, giymedik, giydirdik-sizin yüzünüzden bu noktadayız-bakın çevrenize insanların evlatları neler yapıyor-sen ne zaman doğru bir şey yaptın ki-inatla benim dediğimi yapma bakalım-bir gün yüzü görmedim-kocadan ayrı anneden ayrı çektim evlatlarımdan ayrı çekiyorum.

-Babam annemi aldattı. Annem bunu öğrendi. Babama kızgınlığı ile sen benim yanımda değilsin, destek değilsin diye bana bağırdı. Bende bunun üzerine babamla konuştum ve ilişkisini bitirmesini istedim. Babam beni dinlemedi, ilişkisine devam etti. Annemde ben buna katlanamam deyip babamdan ayrılmak istedi. Bende anneme acele etme belki fikrini değiştirirsin dedim. Ama annem kararlı davrandı ve bir gece eşyalarını topladı, kıyafetlerini torbalara doldurduk, arkadaşına gitti, bende kardeşime. Bir hafta kardeşimde kaldım. Anneme dedim ki anne bir karar ver, babamı biliyorsun neler yapar. Annem ben kesin kararlıyım dedi ve bu şekilde ev tuttuk. Babam bunu duyunca çok öfkelendi, kızdı ve hatta bana vurdu. Ben de dayağın ardından ne annem de ne babamda kaldım arkadaşıma gittim. Üç gün de ne annemi ne babamı aradım. Kıyafet ihtiyacım olunca eve gidip üstümü değiştirmek için babamın olmadığı bir saati seçtim. Kapıda anahtarı çevirirken birden kapı açıldı ve annem karşımda. Saç, makyaj yapılmış, süslenmiş evde. Ben adeta şoka girdim. Anneme bu ilişki böyle olmaz dedim git, gel, git tekrar gel. Ama annem sen karışma deyip konuyu kapadı. Bu durum on gün böyle devam etti. On gün sonunda annem yapamıyorum dedi ve odaları ayırdı. O gün bugün bir araya çok gelmezler. Babam 10 gün gider, sonra gelir. Annemde kafasına göre gezer, ancak hep bizden şikayetçidir.

Annemle babama çok kızgınım ve affetmiyorum onları. Hep şikayet ettiler bizden. Saygısızlar, bizi rezil ettiniz, tok evin aç kedileri. İki kardeşim evden uzaklaşmak için erken yaşta evlendi. Ben ise böyle bir evlilik yaşarım endişesiyle evlenmekten korktum. Ailemin sıkıntılarından uzaklaşmak için ayrı eve çıktım ama hiçbir desteğim yok annem babam kendi hallerinde, kız kardeşim kendi derdin de kendimi çok yalnız hissediyorum.

Yalnızlık herkesin kendi öyküsü içinde farklı yorumladığı, benzer hisler yaşadığı süreçtir. Özellikle de aileniz hayatta ve yanınızda olmasına rağmen yalnız olduğunuzu hissetmeniz oldukça ağır yaşanan bir süreçtir. Herkesin yalnızlığı kendine özeldir.

 

Uzman Psikolog Zehra Erol

www.zehraerol.com

Yazılı olarak izin alınmadan alıntı yapılamaz.

Uzman Psikolog Zehra Erol’un diğer makaleleri için lütfen tıklayınız