Psikoloji & Psikiyatri
Psikoloji ve psikiyatrinin internet adresiÇocuk Terapileri
Psikolog Deniz Tunçer
Çocuk gelişiminde, altı-yedi yaşından başlayarak, ergenlik dönemine kadar olan dönem “okul çağı” olarak değerlendirilir. Bu süreci Freud “gizlilik(latent) dönemi olarak adlandırır. Burada bahsedilen gizlilik, çocuğun karşı cinse yönelik duygu, düşünce ve davranışlarındaki “dışa vurmama” halidir.
Okul çağı, ebeveynlerin daha çok akademik gelişime odaklandıkları bir dönem olarak yaşanır. Çocuk bu süreçte, akademik bilgilenme haricinde, sosyal anlamda da gelişir. Ayrıca çocuk bu dönemde duygusal anlamda olgunlaşarak, soyut zeka kavramını da geliştirmektedir.
Çocuğun olgunlaşması, fiziksel gelişim, bilişsel(kognitive) gelişim ve psikomotor yeteneklerin ortaya çıkışıdır. Bu dönemde gelişen yetenekler, çocuğun akademik anlamda yetenekler elde etmesi anlamındadır. Olgunlaşmada yeni karakteristiklerin ortaya çıkması için, gelişimi destekleyecek uygun çevre şartlarının var olması şartına bağlı olarak, gelişimin biyolojik gelişimle de desteklenerek ilerleme gerçekleşir.
Bilişsel(Kognitive) Gelişim
Okul çağı döneminde, çocuklardaki bilişsel gelişme çok önemli değişimleri içerir. Ancak burada özellikle dikkat ve hafıza kavramları üzerinde durmak önemlidir. Çünkü bu alanlar, çocukların açık ve etkili şekilde düşünce süreçlerini etkileyecek alanlardır.
Dikkat; yaptığı işe konsantre olma ve yeni materyale dikkatini verme yeteneği, okul çağı çocuklarında önemli ölçüde gelişir.
Hafıza; okul çağı çocuklarının hafızalarının kapasitelerinde önemli artış ortaya çıkar. Bu yaş grubundaki çocuklar, kendilerine göre, farklı sistemler oluşturma ve bunları kullanma yeteneği kazanırlar. Bu dönemde bir başka gelişim, çocukların diğer konulardaki farklı aktivitelerden ve kendi deneyimlerinden edindiği bilgileri, unutmadan bir başka faaliyet üzerinde odaklanmada kullanmaya başlamalarıdır.
J. Piaget, çocukların bu dönemdeki düşünce süreçleri ve bilgilenme şekilleri konusunda önemli çalışmalar yapmıştır. Piaget, okul çağı döneminde çocukların niteliksel olarak farklı şekilde öğrendiklerine dikkat çekmiştir.
Okul Çağı Çocuğunun Bilişsel Özellikleri
Bu dönemde çocuklar dünyayı daha önceki yaşlarına göre, farklı şekilde anlar ve muhakeme ederler.
– Çocuklar, bu dönemde nesneler biçim ya da şekil değiştirseler bile, değişmeden kalan ana özellikleri tanırlar.
– Çocuklar bu dönemde tersine çevrilebilirlik kavramını anlamaya başlarlar.
– Okul çağında çocuklar kavramlar arasındaki ilişkisel terimleri algılamaya başlarlar.
– Çocuklar bu dönemde, farklı kaynaklardan gelen dış bilgiye dikkat edebilirler. Artık düşüncelerdeki farklı noktaları birleştirerek, diğer insanların bakış açılarını anlama ve kabul etme yetenekleri gelişir.
– Bu dönemde çocukların kuralları izleme yetenekleri giderek artış gösterir. Çocuklar moral kapasite ve kendi düşünce yapılarını geliştirirler ve bilerek yapılan olumsuz davranışlarla, hataları birbirinden ayırabilirler.
Akademik Yeteneklerin Gelişmesi
Okul çağındaki çocuk, artık adaptasyon gerektiren bir çok yeni durumla karşılaşmaya başlar. Sınıf ortamına uyum sağlayabilir. Kendisini çeşitli ortamlarda sınırlamayı tolere edebilir ve bir grubun üyesi olarak, grubun içinde yer alabilir.
Bu yaş grubu çocuğu, kendine saygı, başkalarına saygı, davranışlarının sorumluluğunu alma konularında gelişir.
Çocukların öğrenme konusunda ki gelişimleri kültürden kültüre çok büyük farklar göstermesine rağmen, temel özellikler olarak, gelişimsel yöndeki değişimler, bütün kültürlerde benzer özellikler sergiler.
J. Kagan’a göre, öğrenme konusunda, çocuklar çok farklı kişilik özelliklerine sahip olabilirler.
Ailelerinin okul performansını aktif olarak izlediği çocukların akademik başarı kazanma olasılıkları daha yüksektir.
Çocuğun içinde bulunduğu arkadaş grupları, okul çağı çocuklarının akademik performansı üzerinde etkili olabilir. Okulun ortamsal yapısı, çocuğun akademik başarısını etkileyebilir.
Okul Çağı Çocuğunun Arkadaşları ve Ebeveynleriyle İletişimi
Okul çağı çocuğunun düşünce yapısında değişiklikler olması, diğer insanlarla ilişkilerini etkiler. Bu dönemde çocuğun çevresindeki insanlarla ilişkileri, çocuğun benlik kavramı gelişiminde etkilidir. Çocuğun kendisinin ve çevresindeki insanların düşünceleri, soyut kavramlar olan, doğru-yanlış, adalet kavramlar, çevresiyle ilişkileri anlamlandırmasına yardımcı olur.
Okul çağında çocuklar birlikte oyun oynayarak arkadaşlıklarını paylaşılan deneyimlere dayalı olarak geliştirirler. Düşünce süreçlerindeki gelişimleri sayesinde artık çevrelerindekilerin bakış açılarını dikkate almalarının gerekli olduğu oyunları oynayabilirler.
Rekabetçi sporlarla ilgilenen çocuklar, özellikle sportmenliğin ve takım çalışmasının önemli olduğu ortamlarda bulunan çocuklar, arkadaşları tarafından kabul edilme duygusunu yaşayarak, benlik saygılarını da geliştireceklerdir.
Bu yaş grubunda çocuklar ayrıca, toplumsal kuralları öğrenir, uygun sosyal davranışları yerine getirerek, bunlara uygun davranış özellikleri sergilerler. Okul çağı çocuğu için bu dönemin temel hedefi, toplumdaki sosyal yeterlilik ve sosyal kabul duygularını geliştirmektir.
Anne-babalar, okul çağı çocuğunun yaşamında bir çok önemli bir role sahiptir. Çocuğa sevildiği ve değerli olduğu duygusunu verirler. Çocuğun benlik saygısını geliştirmesine yardımcı olurlar. Ebeveynler çocuklarına gerek bilgi aktarımında bulunarak ve gerekse kendi davranışlarıyla rol model olurlar. Ebeveynler kültürel değerleri ve inanç sistemlerini de çocuğa aktarırlar.
Okul Çağı Çocuklarında Terapötik Yardım
Okul çağı çocuklarında psikolojik destek verilebilmesi için, çok titiz bir değerlendirme yaparak, tam bir bilgilenme gerekir. Bu aşamada, çocuğun davranışları ile ilgili, anne-baba, diğer aile üyeleri, arkadaşları, öğretmenleri, okul psikoloğu gibi çevrelerindeki pek çok kişiden bilgi almak terapinin planlanmasında yararlı olacaktır.
Terapötik yardımın planlanmasında, anne-baba ile ayrıntılı bir görüşme yapılması çok önemlidir. Bu şekilde ailenin rahatlaması sağlanır, ayrıca ebeveynlerin desteğini sağlamak mümkün olur. Ebeveyn görüşmesiyle, ailenin terapi konusundaki gereksinimleri de belirlenebilir.
Terapiye başlamadan, tanı koyma amaçlı görüşme yapılarak, çocuk ile etkili terapötik yardım planlanması sağlanır.
Okul çağı çocuklarının üzerinde aile çatışmaları genellikle çok etkili olur. Aile içindeki ilişkiler, aile üyeleri arasındaki koalisyonlar, aile bireylerini otorite ilişkileri, aile içindeki sınırlar, terapiyi yönlendirmede önemlidir.
Okul çağı çocuklarında oyun terapisi planlamaları çok etkili sonuçlar verebilir. Çocuklar genellikle uzun süreli oturarak problemleri üzerine konuşamazlar. Üstelik çocuklar, oyunlar kanalıyla kendilerini daha rahat ve doğru olarak ifade edebilirler. Melanie Klein, çocuklarla terapötik teknik olarak oyunu kullanan, bu alanın liderlerindendir. M.Klein, çocuğun oyununu gözlemleyerek, bilinçsiz yansıtmalarını, çatışmalarını anlamanın mümkün olduğuna öne sürmüştür.
Yazılı olarak izin alınmadan alıntı yapılamaz.
Psikolog Deniz Tunçer’in diğer makaleleri için lütfen tıklayınız