Psikoloji & Psikiyatri
Psikoloji ve psikiyatrinin internet adresiOkuma Bozukluğu (Disleksi) Nedir?
Klinik Psikolog Çiğdem Koşe Demiray
Okuma güçlüğünde görülebilecek okuma hataları:
- Harfleri yanlış okuma ve birbirine karıştırma
- Okurken harf atlama, harfleri okumama
- Bazı kelimeleri atlama ya da eksik okuma
- Kelime içinde harflerin yerini değiştirme (‘en’ yerine ‘ne’)
- Kelimeyi yanlış okuma ve bir kelime yerine başka bir kelime okuma (‘ağaç tomurcuklanmaya başladı’ yerine ‘ağaçlar tohumcuklanmaya başlar’ gibi)
- Okurken sık sık durma
- Yavaş okuma
- Okumaya cümlenin sonundan başlama
Okuma zorluğu olan çocukların büyük bir kısmı okumayı sevmez. Anne babanın ısrarlarına rağmen ders çalışmaz, özellikle okuma işinden kaçar, okuma esnasında sıkıntı duyarlar. Sınıf içinde okuma alanında geri kalan çocuk yetersizlik ve utanç duyguları yaşamaya başlar. Çocuğun bu duygular içindeyken arkadaşları ve çevresi tarafından aşağılanması, tembellikle ve geri zekalılıkla suçlanması sorunun çözümünü engeller.
Okuma bozukluğu olan çocukların aileleri doğal olarak diğer anne babalara göre farklı duygular yaşarlar. Kimisi sorunun nedenini dışarıda görür ve çözümü, okul-öğretmen gibi dış etmenleri değiştirmekte arar. Kimisi suçluluk duyar, kızgınlık hisseder. Endişe veren bu durum, anne babaları depresyona kadar sürükler. Tüm bunlar, aslında sorunun varlığını kabul edememeyle ilgili tepkilerdir. Çocuk ve anne baba açısından en olumlu yaklaşım, anne babanın sorunun varlığını kabul ederek, çocuğa yardım yoluna geçebilmesidir.
En uygun ve yeterli yardımın verilebilmesi şansı “Evet, benim çocuğumda öğrenme bozukluğu var.” diyebilmeyi yürekten başarmayla artar.
Peki, o zaman ne yapmalıyız, nasıl müdahale etmeliyiz?
Okuma bozukluğu çocuğun kendi tercihi değildir. Onun ruhsal dengesini fazlaca zedelemektedir. Tamamen yapısal nedenlere bağlı gelişen bu sorunu çocuğun tembelliği ya da ilgisizliği gibi algılamak ve bu yönde çocuğa baskı uygulamak ona en büyük haksızlıktır. Okuma bozukluğuna müdahalede ilk basamak yoğun sabır ve ilgiyle bu sorunun aşılabileceğini kabul etmektir. Okuma bozukluğunun ilaçla tedavi edilmesi mümkün değildir, tek tedavisi eğitimdir.
Okuma bozukluğu olan çocuklarla adım adım 2x 25 dakika programı
- Sizin ve çocuğunuzun elinde çalışmanın yapılacağı metinin ya da kitabın aynısı bulunmalı
- İlk 25 dakika boyunca kitabı çocuğunuz okumalı ve siz takip etmelisiniz, yanlış okuduğu kelimelerde yumuşak bir ses tonu ile durdurup yanlış okuduğu kelimeyi tekrar ettirmelisiniz
- Sonraki 25 dakika çocuğunuzun hoşlanabileceği, motivasyonunu arttırıcı bir mola verip
Moladan sonra tekrar bir 25 dakika daha sesli okuma çalışması yapmalısınız. - Hafta bir kez de, çocuğunuzun 1 dakikada okuduğu kelime sayısını not etmelisiniz.
!!!!25 dakikaların sonunda çocuğunuzun gayretini onun sevdiği, hoşlanabileceği bir şeyle ödüllendirmeniz onun okumaya karşı motivasyonunu arttıracaktır.!!!!!
Okuma sürelerinin uzunluklarına dikkat edilmesi ve ödüllerin 25 dakikaların sonunda verilmesi bu süreci daha kolaylaştırmaktadır. Bu süreçte sert ve suçlayıcı tutumlardan kaçınılması, okumanın sevdirilip 25 dakikaların eğlenceli bir şekilde tamamlanması hem sizi hem de çocuğunuzu şevklendirecektir.
Disleksinin eğitimsel tedavisinde hemen sonuç almayı beklemek yanlıştır. Bu süreç hem çocuklar hem de aileler için oldukça zor ve sabır isteyen bir süreçtir. Bu sebeple, tedaviden etkili sonuç alabilmek için her gün düzenli olarak sesli okuma çalışması yapılmalıdır.
`canı isteyince yapıyor`
Disleksili çocuğu olan aileler bu ifadeyi sıkça kullanırlar. Çünkü bu çocuklar/ gençler zekidirler ve bazı konularda çıkış noktaları bulabilirler, çözüme ulaşabilirler. Oysaki merkezi sinir sisteminin isleyiş bozukluğu olan öğrenme güçlüğü yasayan kişilerin canlarının istemesini beklemek ciddi bir zaman kaybı oluşturur. Bu sorunun altından kalkabilmek için etraflı bir çalışma gerekir.
Dahiyim, Disleksiliyim!
Disleksiyle ilgili yanlış kanıların en önemlilerinden biri de bu bozukluğun zekâ düzeyi yüksek olanlarda görülemeyeceğine ilişkin olanı. Oysa, disleksililer zekâ düzeyleri düşük olmadığı gibi özel yetenekli de olabiliyorlar. Çalişmalarını yıllar sonra bile hayranlıkla takip ettiğimiz Einstein, Leonardo Da Vinci, Walt Disney, Van Gogh, Tom Cruise, Robin Williams, Agatha Christie, Picasso, Edison’ un disleksili olduğunu biliyor muydunuz?
Klinik Psikolog Çiğdem Koşe Demiray
Yazılı olarak izin alınmadan alıntı yapılamaz.
Klinik Psikolog Çiğdem Koşe Demiray’ın diğer makaleleri için lütfen tıklayınız