Psikoloji & Psikiyatri
Psikoloji ve psikiyatrinin internet adresiÇocuklarda Yabancı Dil Eğitimi
Klinik Psikolog İpek Gökozan
Son yıllarda anne babaların en çok merak ettiği konulardan bir tanesi çocuklarının yabancı bir dil öğrenmesi için en doğru zamanın kaç yaş olduğudur.
Çok erken yaşta yabancı dil eğitimine karşı olan anne-babalar da var, henüz 3 yaşındaki çocuklarının ikinci dile ek olarak üçüncü bir dili öğrenmesini destekleyen ebeveynler de. Kafalarımız iyice karışmadan araştırmalar ne diyor gelin bir bakalım:
Nörobilim açısından bakıldığı zaman, ikinci bir dili öğrenmek için liseye kadar beklemenin pek de faydalı olmadığı; çünkü ergenlik çağına girmiş olan bir öğrencinin yabancı bir dili öğrenmesi için, 8 yaşındaki bir ilkokul öğrencisine kıyasla çok daha fazla çalışması gerektiği araştırmalarla gösterilmiştir. Yapılan bir çalışmada, Amerika’ya çeşitli yaşlarda göç etmiş ve en az 3 yıldır Amerika’da yaşayan Çinli göçmenlerin İngilizce dilbilgisi yeterlilikleri test edilmiştir. Testin zorluk seviyesi anadili İngilizce olan 6 yaşındaki bir çocuğun cevaplayabileceği seviyeye ayarlanmıştır. Test sonuçlarına bakıldığı zaman, sadece 7 yaşından önce Amerika’ya göç eden çocuklar anadili İngilizce olanlar kadar iyi bir performans sergilemiştir. 8-10 yaş arasında göç eden çocukların hepsi biraz daha kötü, 11-15 yaş arası göç edenler ise daha da kötü sonuçlar almışlardır (S. Aamond ve S. Wang, 2011). Bunlara ek olarak, İngilizce’yi ister 18, ister 40 yaşında öğrenmiş olan yetişkinlere bakıldığında ise çok azının mükemmel bir şekilde yabancı dili öğrendiği gözlemlenmiştir.
Bu araştırmadan da anlaşılacağı üzere, ebeveynlere verilen mesaj aslında çok açık: Yabancı dil öğrenilmeye ilkokulda veya daha erken başlandığı zaman çocuklar çok daha kolay öğrenirler. Mesele dil öğrenmek olduğu zaman, erken başlangıcın yeri doldurulamaz.
Referanslar: Aamont, S. Wang., ( 2011). Çocuğunuzun Beynine Hoşgeldiniz. NTV Yayınları, İstanbul.
Klinik Psikolog İpek Gökozan
Yazılı olarak izin alınmadan alıntı yapılamaz.
Klinik Psikolog İpek Gökozan’ın diğer makaleleri için lütfen tıklayınız