Psikoloji & Psikiyatri

Psikoloji ve psikiyatrinin internet adresi

Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB)

Saplantı Zorlantı Bozukluğu

Takıntı Hastalığı

obsesyon kompulsiyon saplanti zorlanti obsesif kompulsif bozukluk e1496925978546 - Obsesif Kompulsif Bozukluk

Ülkemizde ‘takıntı hastalığı’ ve ‘saplantı zorlantı bozukluğu’ olarak da adlandırılan obsesif-kompulsif bozukluğun temel belirtileri obsesyon ve/veya kompulsiyondur. Obsesyon ve kompulsiyon olarak adlandırılabilecek düşünce ve davranışların her insanda görülebiliyor olması tanı konması sürecinde dikkatli olunmasını gerektirmektedir. Özellikle takıntı ya da saplantı olarak adlandırılan her düşüncenin obsesyon olmayacağı ve en doğru değerlendirmenin psikiyatristler tarafından yapılacağı unutulmamalıdır.

Obsesyon (saplantı) kişinin isteği dışında aklından geçen, saçma olduğu bilindiği halde bilinçli çaba ile kovulamayan, yineleyeci düşüncelerdir.

Kompulsiyon (zorlantı) ise kişinin yapmak istemediği halde kendisini yapmaktan alıkoyamadığı yinelenen hareketlerdir.

Hem obsesyon hem kompulsiyon, mantıkdışı olduğu bilindiği ve çaba harcandığı halde engellenemez.

OKB genellikle ergenlik döneminde başlar. OKB’nin neden ortaya çıktığı konusunda kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak aynı ailede birden çok kişide görülebiliyor olması genetik etmenlerin rolü olabileceğini düşündürmektedir.  Diğer yandan çocukluk yıllarında yaşanan travmaların, beyin yapısındaki ve işlevlerindeki bozuklukların da OKB gelişiminde rol oynayabileceği ileri sürülmektedir.

Toplum içinde görülme sıklığı % 2-3’tür. Ancak genellikle belirtiler saklandığı için birçok hasta hastalığın yalnız kendi başına geldiğini düşünür.

Obsesif kompulsif kişilik ile obsesif kompulsif bozukluğun ad benzerliği nedeniyle çok sık karıştırıldığı görülmektedir. Birçok kişide ikisinin bir arada olması kafaları daha da karıştırabilmektedir. Ancak her hangi bir kişiye okb tanısı konabilmesi için obsesyon ve/veya kompulsiyonun var olması gerekmektedir.

Halk içinde evhamlanma olarak da adlandırılan sürekli bir şeyler için kaygılanma hali de obsesyon ile karışabilmektedir. Sürekli kaygılanacak bir şeyler bulan, her an kötü bir şey olacakmış hislerinde olan ve her şeyi olumsuz yönü ile değerlendirme eğiliminde olan evhamlı insanlarda yaygınlaşmış anksiyete bozukluğu söz konusu olabilmektedir. Diğer yandan ülkemizde bazı insanların obsesyon tarzındaki takıntılı düşünceleri evham olarak adlandırdığı unutulmamalıdır. 

Yapılan muayene ve tetkiklere karşın sürekli kendisinde ciddi bir hastalık olduğunu düşünme hali de obsesyon olarak nitelendirilmez. Bu tür durumlarda çoğu zaman sağlık anksiyetesi, hastalık hastalığı ya da hipokondriyazis olarak adlandırılan ruhsal rahatsızlık söz konusu olmaktadır.

OKB, hastaların ve hasta yakınlarının günlük yaşamlarını ciddi biçimde etkilemektedir. Diğer yanadan uzun sürme eğiliminin varlığı da hasta ve hasta yakınlarının tedavi konusunu önemsemelerini gerektirmektedir. Uzun süren bir tedavi sürecinin söz konusu olması psikiyatrist seçiminde ulaşım kolaylığının ve ekonomik durumun dikkate alınmasını gündeme getirmektedir.

Tedavisinde ilaç tedavisi ve psikoterapi / psikoterapötik girişimler birlikte uygulanmaktadır.

Not: ‘Obsesif kompulsif bozukluk (OKB) ile nasıl baş edilir?‘ başlıklı yazımız için lütfen tıklayınız.

 

Prof. Dr. Erol Özmen
Muayenehane:
Talatpaşa Bulvarı, No: 50, Dora Apt, Kat: 3, Daire: 3, Alsancak, İzmir
Yüz yüze ya da  online görüşme randevusu için telefon : 0 542 236 13 54